BOŞANMA
Her boşanma süreci ayrıdır, kendine özgüdür. Boşanma süreci ve bu sürecin getirdiği değişiklikler, ailedeki her bireyi farklı zamanlarda ve farklı şekilde etkilemektedir. Bir yandan duygusal karmaşa, bir yandan değişen hayat, kişiler için zorlayıcı ve yıpratıcı olabilmektedir.
Boşanma kararı kolay verilen bir karar değildir, hatta çift olarak verilen en zor kararlardan biridir. Fakat yaşanan sorunların boyutuna göre boşanma, kimi zaman çiftin vermesi gereken en sağlıklı karar olabilir.
İlişkide zorlu dönemlerde geçilmiş, hatta tıkanılmıştır. Bu karara kadar, duygusal olarak uzaklaşılmış, artık bazı şeylerin eskisi gibi olmadığı hissedilmeye başlanmıştır. Evde tartışmalar artarken, paylaşımlar, sevgi ve ilgi azalır. Eşlerden biri ya da ikisi artık sonlandırma kararını düşünmeye başlamıştır.

En Yaygın Boşanma Nedenleri?
* Ekonomik sorunlar
* Aile içi şiddet
* İletişim bozukluğu
* Cinsel sorunlar
* Aldatma
* Eşlerin sosyo- kültürel farklılıkları
*Eşler arasındaki ilgide azalma
* Ailelerin aşırı müdahalesi
Önemli olan çiftin doğru karar verip vermediğini bilmesi, verdiği karardan pişmanlık duymaması, tüm çözüm yollarını denediklerinden emin olması gerekmektedir. Boşanma sürecini en yumuşak şekilde tamamlamak ve çocukların en az hasarı almasını sağlamak ise eşlerin görevidir. Çiftlerin bu süreci en az zararla atlatmalarını sağlamak için bir uzmandan destek almak faydalı olacaktır.
İlişkide yaşanan çatışmalar ve çözümsüzlüklerle geçen süreç sonunda, alınan bu karar kişler için bir son değil, yeniden yapılandırma sürecidir. Aile üyelerinin her biri için ayrı süreçlerdir. Bazı insanlar açısından; sosyo ekonomik durum veya yalnız kalmaya dair endişe, boşandığım durumda çocuklarım ne olacak gibi bir çok kaygı yaratan düşüncelere girebilir.
Boşanmanın 'başarısızlık'' olarak değerlendirmek, bir evliliği, birlikteliği bile yürütemeyen kişi olarak toplumsal açıdan değerlendirileceği algısı da kişiyi olumsuz etkiler. Kişide değersizlik, başarısızlık gibi kendine dair düşünceleri pekiştirebilir. Bu süreçte eşlerden birisi daha kararlı ve güçlü olurken diğer eş, güçsüz, çaresiz, yalnız, hüzünlü, yıkılmış, depresif, kızgın hissedebilir.
Boşanma ya da ayrılık, sadece ilişkinin sonlanması değil aynı zamanda sevilen birinin kaybı, geleceğe dair ortak hayal ve planların yok olmasıdır. Dolayısıyla boşanma, başlı başına bir yas sürecidir. Kişilerin kendi kararları bile olsa bu dönem kolay değildir. Burada eş olma kimliğiniz, evli yaşayan birey kimliğiniz, aile ortamının kaybı, belki eviniz, yatağınız, odanız her konuda farklı kayıpları barındırır.
Genellikle toplumumuzda boşanma sürecinde geniş ailelerin de müdahaleleri görülür. Bu durum iki kişinin aldığı karar ve yönetmesi gereken bir süreçken başkalarının dahil olması, durumdan duydukları kızgınlıkları da ekleyip kişileri daha da olumsuz etkileyebilir.
Eşlerden bazıları yaşamlarına yeni başlangıç yapmayı başarabilirken bazıları ise bu sürece kolay geçemeyebilir. Ayrılığı kabullenememe, pişmanlık duyguları , maddi sorunlar, yeni yükler, gelecekle ilgili kaygılar, ne yapacağını bilememe gibi duygu ve düşünceler yaşanabilir.
Boşanma ile bireyler yeni bir hayata, yolculuğa çıkarlar. Bu kolay olmamamakla birlikte bazı psikolojik değişimleri de beraberinde getirecektir. Özellikle çocuklu çiftler için boşanma kararını almak kadar, boşanma sonrasındaki süreci de iyi yönetilmesi önemlidir. Yeni bir düzene kısa sürede adapte olmak ve çocuğu da en az hasarla bu süreci atlatmasına yardımcı olmak, çatışmalara çocuğu dahil etmemek, boşanma sürecindeki zorlu etapların başında gelmektedir.
Hem boşanma süreci hem de boşanma sonrası süreç incelendiğinde kişilerin büyük çoğunluğunda, duygusal ve psikolojik anlamda zorlukların yaşandığı, kızgınlık duygusunun yoğun olduğu, destek ihtiyacının sık görüldüğü, sürece uyum anlamında sıkıntılı bir dönem olarak değerlendirdikleri görülmüştür.
Boşandıktan sonra, kendi ile ilgili olumsuz inançların artabilir. Bu durumda da sosyal hayattan çekilme, yalnızlaşma ve özgüven sorunları da kişide görülebilir. Bu nedenle; yakın çevrenin desteği çok önemlidir.
Hayatınızdaki tüm değişimler kişide stres yaratabilir. Maddi ve manevi her konuda bunu hissedebilirsiniz. Evdeki sorumlulukların bile artması kişi için kolay değildir. Çocuk olduğunda ise, aradaki iletişimi sağlıklı bir şekilde sürdürmek önemlidir. Çünkü anne ve baba olarak çocuk ile ilgili kararlarda veya büyütme konusunda birlikte hareket etmek çocuk için faydalı olacaktır. En önemlisi çocuk varsa, hukuki süreçte yaşadığınız zorluklar, kendi duygusal değişimleriniz çocuğunuzun ihtiyaçlarını göz ardı etmenize neden olmamalıdır. Çocuğunuzu yetiştirme sorumluluğunuzu unutmamanız gerekmektedir.
Bu süreçte;
⦁ Duygularınızı bastırmaya, inkar etmeye çalışmak yerine, duygularınızı hissetmek ve bu süreci yaşamak için kendinize alan tanıyın.
⦁ Yakın hissettiğiniz ve güvendiğiniz insanlarla konuşun; hissettiklerinizi, aklınızdan geçenleri paylaşın, yardıma ihtiyaç duyduğunuzda bunu ifade edin. Ağlamaktan çekinmeyin.
⦁ Aile ve sosyal çevrenizin desteğinin yetersiz kaldığı ve baş etmekte zorlandığınız durumlarda profesyonel bir destek almaktan kaçınmayın.
⦁ Kontrolsüz ilaç kullanımı, alkol, sigara ya da uyuşturucu madde tüketiminden uzak durun.
⦁ Kaybın acısının dinmesi, iyileşmek ve yeniden güçlenmek zaman alır, unutmayın.
⦁ Bu süreçte duygularınız inişli çıkışlı olabilir. Bazı günler kendinizi daha iyi hissederken, bazı günler daha kötü geçebilir. bu değişkenlik zaman içinde azalacaktır.
⦁ Bir şeye nasıl başladığımız, nasıl "merhaba" dediğimiz kadar, bir şeyden nasıl ayrıldığımız, nasıl vedalaşıp, ‘hoşçakal’ dediğimiz de önemli ve anlamlıdır.
⦁ Kendi ile ilgili olumlu düşünceleri arttırabilecek eski veya yeni kaynakları kullanmanızda fayda vardır. Hobiler, sosyal kaynaklar, yapmaktan keyif aldığınız aktiviteler iyi hissetmenize yardımcı olacaktır.
Boşanma Sürecinde Çocuklar
Çocukların yaş gruplarına göre tepkileri değişmektedir. Boşandığınız eşinize olan öfkeniz olsa bile bu iki yetişkinin arasındaki mesele olduğunu, çocuğunuzun üçgene dahil olmaması gerektiğini unutmamalısınız. Eski eşinizi çocuğunuzdan mahrum bırakarak cezalandırmanız çocuğunuzu cezalandırmanız demektir. Onların arasındaki bağa engel olmanız mümkün değildir. Çevrenin, akrabaların, anne veya babayı kötülemesi çocuğu daha zorlayıcı duruma sokmaktan başka bir işe yaramayacaktır. Bu konuda çevrenizi de uyarmanız gerekebilir. Ayrıca belirli bir yaştan sonra çocuklarda boşanmadan dolayı ebeveynlerinden birini suçlayabilir. Bu doğal bir tepkidir. Önemli olan bu süreci sağlıklı yürütmektir.
Anne ve babanın ayrı olacağı fikri çocukta yalnız kalma korkusuna, derin bir öfkeye ve çaresizliğe neden olabilir. Birçok çocuk, boşanmanın nedeni olarak kendisini suçlar. Suçluluğunu ise kimi zaman öfke kimi zaman içe dönme ve depresyon olarak belli eder. Eğer boşanma doğru bir şekilde ele açıklanmazsa, hissedilen çaresizlik farklı psikolojik sorunların temelini oluşturabilir.
Boşanma sürecinde en önemlisi; çocuğa, yaşananların kendisi ile ilgili olmadığını anlatmaktır. Çocuğun kendini suçlamasını engelleyerek, her iki ebeveyne de aynı yakınlıkta olduğu hissettirilmelidir. En önemlisi boşanma kararını anne ve babasından duyması gerekmektedir. Kafasındaki tüm soruların cevaplanmasında fayda vardır.